28 Haziran 2012 Perşembe

Bir erkek işte o bir erkek.



Size erkek desem aklınıza ne gelir? Bence hoşlandığınız veya aşık olduğunuz erkek, ya da eski sevgiliniz olabilir. Kişi dışında odunlukları,kalp kırmaları ve hep söyledikleri 'seni seviyorum' yalanları da aklımıza gelebilir tabii.Bütün erkekler aynı mıdır? Hepsi bırakıp giderler mi? Hiç biri gerçekten sevemez mi? Erkekler, kadınlar kadar üzülmezler onlar farklılardır. Bir kadının değerini ancak onu kaybettiklerinde anlarlar. Bir erkek: Önce sana melek gibi davranır. Kızları önemsediğimi vurgular. Sonra yakın arkadaş olursunuz ve çıkmaya başlarsınız. Sen ona aşık olursun onsuz yaşayamazsın, o seni sen farklısın diye kandırır. Sen herkese onu anlatırsın aşık oldum diye. Oda herkese seni anlatır kullanıyorum diye. Artık ona aşık olursun ona kırılınca… 2 güzel söz söyler affedersin o sıkılınca sana trip atar ağlasanda umrunda olmaz. Sonra ilişki sıkınca ayrılır. Sabah akşam ağlarsın, pişman olursun ve ona yalvarırsın. O güler hiç olmamışsın gibi hayatına devam eder. Kızlarla konuşur, eğlenir ne biliyim seni takmaz bile...Ama bir kız  O onun için ağladığını sandığı zamanlarda aslında bizzat kendine ağlar.O sana geldiğinde onda kimsenin göremediğini gördüğü için ona kucak açar. O ona kendine aşık etmek için klişe lafları birbiri ardına sıralarken,peşinde koşarken onu mutlulukla izler.Çünkü bilir, neticede sonu sadece bir 'hoşçakal’dır.O onu üzer ve sen ağlarsın.Belki de yalvarsın.Ama bu ona değil,kendine yeniden gelebilme çabasıdır.Sen ağlarsın,çok ağlarsın, hatta hep ağlarsın..Ama aşkı senden çok daha iyi bilir bir kız ve bu yüzden en çok o ağlar.O güler dışından,bir kızsa onun taa içini görürüm.Bu yüzden arkadaşlarına onu anlatır,konuştukça büyürsün içinde.Aynı zamanda da yok olursun.Ve o günün birinde bir kıza haksızlık ettiğini düşünüp geri geldiğinde, o kız  gerçekten gülümsüyor olur.. Aramızda ki fark budur aslında. Onlar başta önemsemezler ama bir gün akılları dank eder. O zaman anlarlar işte değerimizi. Genelde biraz geç anlarlar. Bazı kızlar onu o kadar çok severler ki onların hayatının içine etseler bile onları hayatına katmaya devam ederler. Çünkü onlara öyle bir aşkla bağlanmışlardır ki... Benim de hoşlandığım hatta çok ama çok aşık olduğum bir erkek var. Ama eğer o benim hayatımı kötüye etkileyecekse onun yüzünden kendime zarar vereceksem hayatıma bir daha sokacağımı düşünmüyorum. Zaten aşık olduğum çocuğun bana böyle yapmayacağını düşünüyorum. En azından öyle çok bilmiş,kendini bir şey zanneden bir tip değil. Öyle olsaydı çoktan değeri düşmüştü bile. Belki o Titanic'te ki Jack gibi değil. Acaba gerçekten öyle birisi var mı? Yani belki bir kaç hafta tanıdığı bir kızdı. Deliler gibi aşık olmuştu ona. O soğukta yerini Rose'a vermişti. Tamam beğenmesine beğendim de onun öyle birisine benzemesine gerek yok. En azından güvenebilir birisi. Kimsenin arkasından konuşmayan herkese yardım eden ama kendisine bir kötülük yapıldı mı da onu asla unutmayan ve karşılığını veren. En önemlisi dünyanın en güzel gülen insanı. En içten ve en derinden. Onun gülmesi için elimden gelen her şeyi yapabilirim işte. Bide benim gözlerimin içine bakıp komik bir şey olduğunda ya da olmadığında ikimizinde öyle gülümsemesi. İşte o an var ya işte o an....Sen sıradan bir insan değilsin. Sen herkes değilsin. Bir erkekte illa sizi çok sevmesini, sizden başka hiç bir kıza bakmamasını, size yalan söylememesini falan istemeyeceksiniz. Sizi eğer gerçekten severse önemli değildir hiç bir şey. Ama aslında önemli olan eğer onun bir gülümsemesine ve o da sizin bir gülümsemenize her şeyi feda edebiliyorsa işte o zaman gerçekten 'aşk' olur bu. Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum...



Günaydın. Senin mesajının gelmediği bir gün daha. Neyse atarsın belki belkide atmassın sen bilirsin. Bu aralar olması gerekenden daha fazla aklımdasın. Çok ama çok özledim seni. Artık rüyama bile girmeni istemiyorum yani. Çünkü uyanınca bakıyorum sen yoksun ve her şey bir rüyadan ibaret. Üzülüyorum haliyle. Geceleri uyumamak için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Ama sonra bir an dayanamayıp uykum geliyor ve istemeden uyuyorum işte. Sonra rüyama giriyorsun istemsizce. Kaç defa uyanıyorum ama gözlerimi kapattığımda aklıma gelen  gene sen. Olmuyor işte beceremiyorum. Aşkıma engel olamıyorum ve seni çok ama çok seviyorum. Tek istediğim bana mesaj atman. En azından böyle aklına gelsem senle konuşsak falan. Tek istediğim bu ya. Ben senden beni sevmeni falan istemedim ki. Küçücük bir mesaj ya. Belki senin için de zordur ama olmasın. Unutma! Burda da seni seven bir kız var senin o bir tane mesajın yılmadan bekliyor.

27 Haziran 2012 Çarşamba

Belki iyi olmadı ama içimi döktüm....

Eski yazdıklarıma baktım bide şimdikilere. Fark ettim ki artık eskisi gibi yazamıyorum. O kadar mutsuzum ki,bilgisayarı açmak bile istemiyorum. İstesem dışarı çıkar alışveriş yapar,güneşlenir,denize girerim. Müzik dinler,dans ederim. Ama benim yaptığım tek şey odam da yatağımın üstüne yatıp kulağıma kulaklığımı takıp ağlamak. Belki umrunda değil, belki de umrunda. Bunu belki okuyorsun belki de okumuyosun. Ama bu blogu bildiğini biliyorum ve belki de okuyorsun. Şimdi sen çok eğleniyorsun. Ohh ne güzel! Belki de benden başka bir sürü kıza mesaj atıyorsun ya da atmıyorsun. Sen de tam bana mesaj atacakken o mesajı yazıp gönderemeyip siliyor musun? O yüzden mi gelmiyor bana mesajların? Bilmiyorum neden bana böyle oluyor? Eskiden hoşlandığım çocuk ta bana mesaj atmazdı. Bu beni düşündürmezdi. Bana mesaj atıp atmaması önemli değildi. Daha yeni yeni anlıyorum ben ,o çocuğa o kadar da kapılmamışım. Tabii ki de sevmişim ama aşık olmamışım işte. Belki bir ay falan. En çok yıkıldığım, ağladığım ve ona çok ama çok aşık olduğum bir ay. Sonra geçmiş. Nasıl bilinmez ama o benim içimde bitmiş.Belki  o zamandan beri seviyorumdur (alkış). İlk önce hiç umursamazdım seni tanımazdım çünkü. Biraz biraz tanımaya başladım. Sonra arkadaş olduk. Ama sadece merhaba merhaba. Belki bir şeyler hissetmişimdir ama benim bunu anlamadığım belliydi. Çünkü kendimi kandırıyordum. Belki de hiç benim olmayacak birisini seviyordum. Bana çok acı çektirmişti. Ama seni gerçekten tanıdıktan sonra o unutuldu. Belki anlamadım kabullenmedim, kabullenmek istemedim. Sonra fark ettim o yoktu vardı ama yoktu işte. Ama sen yokken bile vardın yanımda fazlasıyla. O zaman azda olsa anladım işte. Benim hayatıma yeni biri girmişti. Daha çok yeniydi. Çok tatlı ve çok içten.Yaklaşık bir buçuk ay boyunca herkesten sakladım. En yakın arkadaşıma ya da kardeşime hiç bir söylemedim. Nasıl becerdiysem o kadar da belli etmedim. Zordu aslında onu sevmek hemde çok. Görüyordun ama dokunamıyordun işte. Onun ağzından onun sesinden adımı duyardım. Kimse benim adımı o kadar güzel söyleyemezdi sanki. Tam ona bakarken bana bakardı mesela işte o anı hiç bir şeye değişmem ben. Ayrı sınıflar en büyük engel gibiydi. Belki de daha iyiydi. Derste seni izlemektense teneffüs olunca seni görmek daha iyiydi. Kalbim hiç çarpmadığı kadar hızlı çarpıyordu o an. Kapıların açılması hocaların çıkabilirsiniz demesi senin çıkman ve göz göze gelmemiz işte o an kalbimin sesinin dışarıdan duyabilseydin anlardın. Öyle hızlı ve farklı bir şekilde girdin ki hayatıma bende anlamadım. Dayanamadım. Herkese karşı gülen bir suratım vardı. Dışarıdan belkide dünyanın en mutlu insanıymış gibi kahkahalar atıyordum. Ama benim içim ? Dışarıdan gözüktüğü gibi gülmüyordu. İçten içe ağlıyordu. Öyle böyle değil hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. İşte benim attığım o kahkahalar içimde ki acıyı gizlemek içindi. Dayanamadım hemde hiç. Kimseye anlatamadım. İçimde sakladım. Kardeşime anlatsam bile dalga geçeceğini düşündüm. Hatta bana inanmayacağını. Haklıydı belki de. Onlar benim diğerini sevdiğimi düşünüyorlardı. Belki ben de öyle gösteriyordum. Onları da kendimi de kandırdığım belliydi. Anlattım dayanamadım. Kardeşim biliyordu en azından. Bide en yakın arkadaşlarımdan Ufkum. Kardeşim (Deniz) şaşırdı. Hatta bana inanmadı. Çünkü o da bilmiyordu. O da dıştan bakıyordu. Anlattım şaşırdı ama gene yanımda oldu. Ufkum da öyleydi. Teşekkür ederim. Başladı. En azından daha da gündemdeydi. Deniz'e her şeyi anlatıyordum. İyi veya kötü. Yanımda oldu ve beni destekledi. Ona aşık olmak daha da az yaktı canımı aslında. Baktım o kadar da ilgisiz değildi. Konuşurdu anlatırdı bana. Şimdi senin sesini duymayı çok özledim. Keşke tatil olmasa. Okullar açılsa.Ayrı sınıflar da olsak ama gene de o kapı açılsa hocalar çıkın dese sen çıksan göz göze gelsek seni görsem keşke. Öyle özledim ki bir anda öyle her şeyim oldun ki. Çok zor bu acı. O ne yapıyorsun mesajına o kadar ihtiyacım var ki şimdi. Çok ama çok özledim seni. Gece gene yazarım istersen böyle sana. Sanki sadece sen okuyosun bunu. Ve üstüne alınıyorsun. Böyle kendimi daha rahat ifade edebiliyorum. Telefonum mesajına alıştı. Atman lazım yani. Senin mesaj sesin falan farklı yani. Twitterla aynı ama. O kadar garip oluyor ki.Twitter dan telefona bildirim geldiğinde. Yalvarmıcam her yere yazmıcam ama senin o bir tek mesajına ihtiyacım var. Anla beni lütfen. Seni seviyorum...

25 Haziran 2012 Pazartesi

♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥

Evdeydim bugün. Sadece müzik dinledim. Seni sevmeye ve özlemeye devam ettim. Ha bide senden mesaj gelmesi umudu. Neyse atmadın işte. Haklısın ya tatilde sevgilin falan değilim nasıl aklına geleceğim? Ben de mi denesem acaba? Böyle rahat rahat tatilimi geçirmeyi? Sonra da hep aklımda olduğun ve asla unutamayacağım falan geliyor sorunun cevabı 'hayır' oluyor. Fazla özledim. Bu aralar çok fazla rüyama giriyorsun. Umarım bende seninkine giriyorumdur. Rüyamda sınıfların karışması beni çok korkuttu. Karışacak ama ben senle aynı sınıfta olamamıştım. Ne sen ne de kardeşim Deniz. İkinizde yoktunuz ve ben çok zor geçiriyordum zamanlarımı okulda. Teneffüsler yetmiyordu falan. Rüya değil kabustu adeta. Öğretmenlerden tek ricam ben ve sen aynı sınıfta olalım.Sende istiyorsundur belki. Daha uyumasak bile bakalım gökyüzüne seni seviyorum ve seni çok özledim diyelim. Ayrıca söz verelim.Ayrı sınıflarda olsak bile hep görüşelim. (İnşallah aynı sınıfta oluruz.) İyi geceler sevgilim iyi geceler...

24 Haziran 2012 Pazar

Uğur böceği hadi dileğimi gerçekleştir...



Canım sevgilim,
Seni çok ama çok özledim. Bir şeyi çok beklersen olmazmış. Senden o bir tane mesajı kaç gündür bekliyorum bi bilsen. Anladım bu aralar pek aklına gelmeyeceğimi bende başladım her yere yazmaya. Bugün bir sürü uğur böceği üstüme kondu. 50'den fazladır her halde...Hepsinden dilediğim tek bir dilek oldu,anladın sen işte. Bilmem ki sen şimdi ne yapıyorsun? Kimi düşünüyorsun? Kimle mesajlaşıyorsun? Kimle konuşuyorsun? Sevgilim. seni çok ama çok özledim. Lütfen o küçücük mesajı benden esirgeme. Senin için küçük,benim için büsbüyük bir hediye olur. Hadi yatalım artık. Gökyüzüne bakalım iyi geceler diyelim. Mesafeleri yok edelim. Bak ne demişler "Rüyanda görüyorsan onu,özlemişsindir. Rüyanda görmek için yatıyorsan,sevmişsin demektir."Rüyamızda birbirimizi en mutlu şekilde görelim,iyi geceler sevgilim....

22 Haziran 2012 Cuma

Şimdilik...

3 gündür yazmıyorum buraya. Aslında yazamıyorum. O kadar kötüyüm ki bilgisayarı bile açmıyorum. Telefon ve müzik yetiyor bana. Kaç gün oldu mesaj atmıyorsun bana. Sıkıldın mı benden ? Ya da sende mi benim gibisin? Cesaret edemiyor musun? Artık buraya uzun uzun yazınca daha fazla üzüyorum kendimi. Twitter'da az çok idare ediyorum. Sınır var çünkü. Daha kısa yazmak zorundayım. Ama yeter artık. Ben seni az ya da çok tarif edilemeyecek bir şekilde özledim. Şimdi burada olsan keşke. Omzunda ağlasam, seni daha çok sevsem,sana sımsıkı sarılsam. Çok şey istedim sanırım farkındayım. Kaç gündür iyi geceler diyemedik bir birimize. Gökyüzü bile küstü bize. Şu anda uyumayacağım ama buraya yazmak zorunda hissettim kendimi. Hadi  gel sevgilim. Bakalım gökyüzüne. Gülümseyelim ve öpücük yollayalım bir birimize. Seni çok seviyorum seni çok özledim diyelim bir birimize. Şimdi iyi geceler diyelim ama uyumayalım. Bir birimizi düşünelim. Rüyamızda görelim bir birimizi. Çok mutlu olalım sevgilim. Çok özlendin bil bunu tamam mı ? Şimdilik iyi geceler aşkım...

19 Haziran 2012 Salı

@odaolmasa...


Artık hiç mi aklına gelmiyorum? Yoksa sende benim gibi mesaj atmaya cesaret edemiyor musun ? sen cesaret et ya. At işte. Ben atamıyorum nedensizce. Hala senden bekliyorum o mesajı. Hadi at!!! bugün çok gezdim. Gene onları gördüm. çok mutlulardı. Belki biz de bir gün böyle olabiliriz. Zaten bir araya gelmemiz mümkün olmasaydı,tanrı çıkarmazdı karşıma seni değil mi ? Sana sevgimi sadece buraya yazmakla yetinemiyorum bazen kısa ve öz oluyor. Merak edersen bak @odaolmasa. Bütün gün senden o mesajı bekliyorum ama daha atmadın. inanıyorum atıcaksın. Sen kimseyi üzmeyi sevmessin çünkü. Sana anlatma gereken senden yardım almam gereken bir çok konu var. Bir de senin fikrini almak istiyorum işte. Hadi gökyüzüne bakalım. Birbirimize seni seviyorum ve seni çok özledim diyelim. Bugün sen onun yanına sana yarın mesaj atacağım de. Bilirim atarsın. Rüyamızda görüşmek üzere. İyi geceler aşkımm...

18 Haziran 2012 Pazartesi

İyi geceler aşkım. Rüyamızda çok çok mutlu olmak dileğiyle...



Tam cesaret gelmişti, atıyordum işte o mesajı. Atamadım. Lanet olsun. Sende atmayınca atmadım işte. Bugün öğrendim ki o kız benim arkamdan neler neler çevirmiş. Biricik kardeşim Deniz'le aramızı bozmak için neler neler yapmış. Ona çok kırgın ve aynı zaman da çok kızgın. Kardeşim yarın senle konuşacak inşallah. Çok ama çok kötü olacak.  Sen hep dersin "herkes bir birinin arkasından konuşuyor, bu ne ? " diye. Sana anlatmak isterim. Gene ben sana anlatıyım ya yanımda ol ya da ne biliyim bir şeyler de işte. Atıcaktım,anlatacktım ama yapamadım işte. Olsun. Belki atarsın. Ben umudumu kaybetmeme tercihindeyim. Seni çok ama çok seviyorum tatlı adam. Seni çok özledim ve sana çok ihtiyacım var. Umarım eğleniyorsundur tatilde. Tek istediğim başka birisini bulma. Bugün diğer günlere daha soğuk. Sende yoksun. Daha da beter. Hadi gökyüzüne bakalım ve diyelim unutma seni seviyorum ve hep senin yanındayım iyi geceler aşkım, rüyamızda çok çok mutlu olmak üzere...

17 Haziran 2012 Pazar

Gökyüzü-iyi geceler--rüya-aşk...



Bugün seni görmeme 1 gün daha az kaldı. Zaman hiçte akıp geçmiyor. Ya da mutlu insanlar için bu söz. Burda,şimdi duygularımı saklayamayacağım. Ben seni çok özlüyorum. Öyle bir özlüyorum ki en mutlu anımda bile aklıma gelip, gene seni hatırlamak ve sonra özleme duygusunun başlaması. Ne yapacağım? Nasıl geçecek bu tatil ? Cevaplarını veremiyorum. Herkese anlatabilirim bunu senin dışında. Anlatıyorum da zaten. Peki anlayan var mı ? Yok.  Gerçekten seni benim gibi seven birisi yok. O yüzden  anlayamıyorlar beni. Beni anlayacak tek insana da bunu anlatamam sanırım. O kişi sen oluyorsun. Anlatsam anlayacaksın da ,konu sen olunca bende cesaret falan kalmıyor işte. Bugün sana daha fazla ihtiyacım vardı. Senden yardım isteyecektim ama gene klasik cesaret gelmedi,mesaj da atılamadı. Gerekli hayatımda gerekli insanlara yer var. Ama 'gereksiz' lere yer yok. O gereksiz işte beni gene rahatsız ediyor. Gerçekten herkes bana yardım ediyor ama o herkesin içinde senin adın yok. Herkes bir yana sen bir yana işte. O herkesin dediği yüzlerce söz,senin söyleyeceğin tek bir söz. O kadar fark var ki. Şimdi mesaj atmak için geç bir zaman değil. Çünkü ben uyumayacağım. Bilirsin uyuyunca rüyamda seni görüyorum ve sabah uyanınca yanımda olmaman o ayrı bir işkence zaten. Sabahlıyorum o yüzden bazı günler. Sırf seni rüyamda görmeyim de üzülmeyim diye. Ama sonra aklıma seni 9 gündür göremediğim geliyor ve ne olursa olsun seni görmek istiyorum. O yüzden katlanıyorum. Hadi gelenek haline gelen gökyüzü işini yapalım. Gökyüzüne bakıyoruz ve iyi geceler diyoruz bugün de yanına 9 gün daha az kaldı bir birimizi görmemize diyebiliriz. Seni çok özledim ve seni seviyorum. Rüyamızda mutlu olmak dileğiyle iyi geceler... 

!!!

Bir ünlü vardır. Çok tatlıdır ne biliyim onu çok beğenmişsinizdir. Aşık olduğunuzu falan düşünmüşsünüzdür. Ama sonradan yanıldığınızı fark edersiniz. İnşallah siz bunu fark ettiğinizde arkadaşlarınızı  kaybetmemiş olursunuz. Çünkü bir tanıdığım bu özelliği yüzünden kardeşini kaybetmeye çok yaklaştı. Ben onu sevmek zorunda değilim. Ben onlara tapmak zorunda falan da değilim. Ben onları hiç sevmiyorum hatta. Ama o kişi benim kardeşim dediğim birisi. Onu üzmemek için onun onlarla ilgili anlattığı her şeyi dinlerim. Ama artık çok abarttı. Hayal olan bir hoşlanma yüzünden kendini bu kadar üzmesi ya da sevinmesi falan. Her şeyi kaybetmeye başladı. Derslerini geçti belki,ailesiyle de arası iyi hiç bir problem olmayabilir, o kişileri seven arkadaşlarını da asla kaybetmezdi ama beni? Bunu düşünmesini tercih ederim. Yoksa ben yokum.

16 Haziran 2012 Cumartesi

Rüyamda,rüyanda görüşmek üzere.

Belki almadın o telefonu bugün eline. Olsun yarın alırsın belki. Belki de ben uyuduktan sonra. Ya da hiç mesaj atmazsın işte. Sen bilirsin. Bu gece ne kadar da güzel parlıyor yıldızlar. Hatta kayanlar bile oldu. Dilek tuttum. Sen ve ben için. Sen de gördün mü? Sende tuttun mu? Bu tatil bana hiç yaramıyor ki. Yanımda değilsin. Kokunu koklayamamak,gözlerine bakamamak,sesini duyamamak en önemlisi de sensiz olmak bana çok koyuyor. Seni çok özledim. Tatil hemen bitmeli. Artık senin yüzünü görmeliyim tamam mı? Sadece 8 gün oldu ve tatil yaklaşık 3 ay. Ne yapacağımı bilemiyorum. Yanımda olmanı çok isterdim. Bana neden ağlıyorsun şu an demeni. Senin yüzünden diyemeyip sana sıkıca sarılmayı. Acayip özledim seni. Çok ama çok... Her gece yaptığımız gibi gökyüzüne bakar mısın? İyi geceler de şimdide. Bugün onun seni seviyorum ve çok özledimi de kat. Yani katar mısın? Küçük bir rica. Rüyanda bizi gör,iyi geceler...

Yani...

Şimdi ben seni çok özledim yani. Sana mesaj da atamadım yani. Seni çok seviyorum yani. Mesaj atabilirsin yani. Sevebilirsin yani. Şimdi bunu okuyup üstüne alınabilirsin yani. Telefonunu eline alabilirsin yani. Beni düşünebilirsin yani. Hadi at artık şu mesajı at at at!!!

15 Haziran 2012 Cuma

İyi geceler sevgilim ♥ ♥ ♥

Bugün nasıl olduysa eline aldın telefonunu. Ve mesaj attın. Teşekkür ederim. Beni üzmedin. Zaten sen yapamazsın ki. Sen herkes değilsin ki. Sen diğer erkekler gibi bir kızı üzmeyi sevmezsin ki. Yapmadın zaten. Bugün çok mutsuzdum. Kardeşimle açamadık skype. Konuşamadık işte. Sonra bütün gün evdeydim. Hiç dışarı çıkmadım. Ödevleri bitirdim falan. Sonra sen mesaj attın ve mutlu oldum. Güldürdün işte beni. bu sefer mesajlada iyi geceler dedik birbirimize. Ama   Şimdi sen her gece yaptığımız gibi gökyüzüne bak. Bir yıldız seç ve bir dilek tut. Bende aynısını yapacağım. O gökyüzüne bakarak, ayrı şehirlerde olsak bile aynı gökyüzünü paylaştığımızı getir aklına. Ve "iyi geceler" de bana. Benim şu an sana dediğim gibi. İYİ GECELER.Rüyanda görüşmek üzere...

Sev beni!!!



Birini Çok Sevdiğinizde;
O sizi çok üzse de, O’nun yanında ağlamak istersiniz. O size korkunç bir şey yapsa da, O’nun kollarında teselli bulmak istersiniz.. Birini çok sevdiğinizde; size bin kere de yalan söylese, yine de herkesten çok O’na inanmak istersiniz.. Bu yüzden;Sakın tek bir kelime daha etme, sakın tek bir yalan daha söyleme. Niye biliyor musun? Çünkü inanırım. Şimdi oradan gel gözlerime bakıp beni sevdiğini söyle, gerçek olmadığını bal gibi bilirim, ama yine de sana inanırım. O yüzden sakın tek bir kelime etme, sadece sevdiğini söyle. Sakın...

Özür dilerim...



Kendimden özür dilerim. 
Çünkü;
Hiçbir şey yokken o kadar çok hayal kuruyorum ki.
Mesela, birlikte müzik dinleyerek yolculuk yapıyoruz.
Birlikte dinliyoruz.
Aslında sen dinliyorsun.
Ben sende ki müziği dinliyorum.
Kalp atışlarını dinliyorum.
Gözünü kapayıp şarkıya eşlik edişini izliyorum, ağzımda koca bir tebessüm ile
Yanımda olman yetiyor sadece.
Kendimden özür dilerim.
Defalarca, milyonlarca.
O kadar aptal hayaller  ki.
Hayal olacaklarını bildiğim halde durduramıyorum kendimi.
Ve ben kendimden yine özür diliyorum.
Sonra duygularımdan
Sonra kalbimden
Ve sonra hiç gerçekleşemeyecek olan hayallerimden.

Başkalarını sevme. Mesafeleri sorun etme ve gel. Sana ihtiyacım var!


Başka bedenlere dokunman,başka kadınları sevme ihtimalin..Bunları aklıma bile getirmiyorum ben.Alışamıyorum bu duruma.Alışamayacağım da.Ne uyumak,ne düşünmemeye çalışmak ne de başka insanlar tanımak dolduruyor içimdeki boşluğu.Bak ben geldim,buradayım.Sen de gel artık.Bir dahaki yağmura kadar gel,gel de beraber ıslanalım sevgilim.Ama gel.Lütfen gel.
Herkese seni anlatıyorum.Hala.Kullandığım her kelimem,her cümlem sensin.Ben seni susarak sevmek istemiyorum artık sevgilim.Suratına sevgimi haykırmak,dudaklarını öpmek,sana doya doya sarılıp kokunu içime çekmek istiyorum.Gel artık,yalvarırım gel.Ben seni çok özlüyorum.

Seni seviyorum çünkü:


Seni Seviyorum.Çünkü;
Her sabah kalktığımda yaşamak için tek nedenim, sen varsın. Fakat seni sevmek için, binlerce nedenim var..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin. Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi.. Ama alalade bir renk değil. Gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan bir renk..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Soğuk günlerde içimi ısıtan bir esinti gibisin. Hafiften esiyorsun, iliklerime işleyerek. Sonra da kaybolup gidiyorsun, daha nereden geldiğini anlayamadan..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Seni sevmekten başka bir şey gelmiyor içimden. O kadar doğal ki bu duygu, ruhumun derinliklerinde. Sanki doğduğumdan beri var. Sadece ortaya çıkmak için seni bekliyormuş..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Sensiz bir yaşamı artık düşünemiyorum. Bu kuru dünyada sensiz yaşamaktansa, ölümün soğuk nefesini öpmeyi; seni bir daha hiç görmemektense, hayata arkamı dönmeyi tercih ederim..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Ne zaman bir aşk şiiri duysam ya da okusam; mısralarından sen akıyorsun..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Sen hep benimlesin. Gözümü kapatmam yeterli seni görmem için. Tatlı, narin tenini. Dudaklarını..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Benliğim sana ait. Sen onu buruşturup çöpe de atabilirsin, kalbine yakın bir yere de koyabilirsin..
Seni Seviyorum.Çünkü;
İçimde bir umut var..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Senin tarafından sevilme fikri bile, bir insanı hayatı boyunca mutlu edebilecek kadar güzel ve asil..
Seni Seviyorum.Çünkü;
Senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi. İnsana her şeyi unutturuyor. Sadece seyredip, tadına varma hissi uyandırıyor..
Seni Seviyorum. Çünkü;
BU KADAR NEDENDEN SONRA BİLE; SENİ NE KADAR SEVDİĞİMİ ANLATAMADIM..


14 Haziran 2012 Perşembe

İyi geceler...





Şu lanet telefonu eline alıp bana mesaj falan atmadın. Tamam atma senin kararın. Başkalarına at ama bana atma. Fark etmez.Alışmaya başladım tatilde de buna. Çok yazamayacağım bu akşam. Yarın çok çok yazarım. Okuyacağını biliyorum. Belki üstüne alınmıyorsun ama olsun. Bir gün o da gelecek. Şimdi gökyüzüne bak. Bir yıldız seç ve bir dilek tut. Bende aynısını yapacağım. O gökyüzüne bakarak, ayrı şehirlerde olsak bile aynı gökyüzünü paylaştığımızı getir aklına. Ve "iyi geceler" de bana. Benim şu an sana dediğim gibi. İYİ GECELER.

Yeter ya yeter!!!

Dün yazamadım sana iyi geceler mesajımı. Akşam o kadar kötü oldum ki. Hep rüyamdaydın zaten. Ama bu sefer sana 'iyi geceler' demediğim için kızıyordun ama. Biliyordum o bir rüyaydı. Gözlerimi açınca bitecekti. Püff... Sen bittin,gittin. Ama gece çok pişmanlık çektim. Yalnız kalanlar hiç uyumazmış.Bende uyuyamadım dün gece. Çünkü gözlerimi kapatınca direk sen. Gene sen. Ne kadar fazla üzülüyorum biliyor musun? Bunları yazarken nasıl ağlıyorum? Ne kadar boşver tatilini yaşa dedikçe aklıma sen geliyorsun? Artık telefonumu kapatıyorum. Nasıl olsa mesaj atmıyorsun. Hep başkaları hep başkaları. Ben onlara cevap vermek istemiyorum ki. Ben sadece senle mesajlaşmak istiyorum. Her mesaj geldiğinde o kadar heyecanlanıyorum ki. Ama içlerinden birisi de senden olsa... Arkadaşlardan gelen naberler. İyiyim yazsamda iyi oluyorum sanki. Ne yazıyım onlara? Yok yanımda,çok özledim,gelsin hemen mi? Yazsam anlayacaklar sanki. Sanki daha önce herkes seni sevmişte boşver diyo. Ama onlar sana duyduğum aşkı yaşamadı ki. Öyle sevmiyor ki onlar. En iyisi telefonu kapatmak. Onlar anlamıyor. Sen beni anlarsın da mesaj atmıyorsun ki... Dışarı da çıkmıcam. Çünkü dışarıda yeteri kadar mutlu çift var. Onları görünce sen geliyorsun aklıma. Hani biz de böyle olabiliriz. Ama daha olamadık.  El ele geziyorlar ya. Ne kadar kıskanıyorum onları. En iyisi dışarı çıkmamak işte. Aslında kimseyle de konuşmayacağım artık. Çünkü konuştuğum kelimelerden birisi mutlaka 'sen'. Seni soracaklar bana belki. "Ne yapıyor ?" diye. Ama nereden bilebilirim ki. Senle mesajlaşıyor,konuşuyor, görüyorum sanki... Üzgün halimle "bilmem" diyeceğim onlara. En iyisi kimseyle konuşmamak işte. Yemek te yemicem. Yiyemiyorum ki. Hepsi boğazımda kalıyor. Gitmiyor. Sen olmayınca yemek neden yiyim ? En iyisi yemek yememek. Televizyon seyretmeyeceğim. Çünkü elbet mutlu çiftler olacak dizilerde ya da benim gibi mutsuz olan birisi. Sonra müzik kanallarına denk geleceğim. Mutsuz mutsuz şarkılar çalacak. Ağlamaya falan başlayacağım aklıma geleceksin falan. Özleyeceğim işte. O yüzden televizyon izlememek en iyisi. Bi süre uyumayacağım.Çünkü gözlerimi kapatır kapatmaz rüyalarımda baş rol oynayacaksın.Böyle uzakta duracaksın ellerimi uzatacağım sana sende uzatacaksın.Tam ellerimiz birleşirken annem gelecek ve "kızım hadi kalk geç kalacaksın" diyecek.Yine ayrılacağız.En iyisi hiç uyumamak.Uzatmaya değmez aslında kısaca hayattan (ki bu hayatsa) tat almayacağım. Şimdi bunu oku ve üstüne alın tamam mı? Ben bunu başkasına falan yazmadım. Ben bunu sana yazdım sana. Şimdi al o telefonu eline ne yapacaksan yap. Ya mesaj at ya da ara. Seni seviyorum de tamam mı? Sesini duymalıyım,saklayacak daha yeni mesajlarımız olmalı. Hadi ya bu  kadar zor mu? Al şu lanet olası telefonu ve bir şeyler yap. Ne olur yap. Buna çok ihtiyacım var. Ne olur...



Doğru insan,yanlış şehir.



Her geçen gün daha çok özlemek nedir bilir misiniz ? Her geçen saniye biraz daha hissetmeyi  istemek çok zor . Canın yanıyor bir şey yapamıyorsun. Kaderin sizi  farklı şehirlere yerleştirmesine öyle küfürler ediyorsunuz ki. Mesela her gün onu görebilen insanlar var. Onlardan nefret ediyorsunuz. Çünkü onlar onu her gün görebilirken sen ancak okulda görebiliyorsun. Sonra içinden bir sürü şey geçiyor. Acaba o şehirde deprem olsa ve kimse ölmese, fakat yaşanmayacak hale gelse , o da bu şehre gelse diyorsun. Saçmalıyorsun o kadar özlüyorsun ki ne nefes alabiliyorsun ne yediğin şeyler boğazından geçiyor. Dalıp gidiyorsun uzaklara... Sonra bir arkadaşın dürtüyor seni ‘neyin var ?’ Diyor. Susuyorsun anlatsan anlamayacaklar biliyorsun. Öylesine zor ki, sonra bir umut diyorsun, aynı anda gökyüzüne bakmışızdır , aynı şey düşünmüşüzdür , belki de onunda aklında ben varımdır. O sırada belki o da aklından bunu geçirmiştir olsun ya aynı gökyüzünü paylaşıyoruz aynı dünyadayız aynı ülkedeyiz. Ama çok zor be çok can yakıyor o derece özlemek o derece onsuz olmak var ama yok gibi hissediyorsun ama dokunamıyorsun gibi. Sana çevrendeki herkesden daha yakın ama bir o kadarda uzak gibi aradaki her kilometreye küfürler ettiriyor doğru insan , yanlış şehirler. Ve size dürüst olayım , hiç bir şey canınızı bu kadar yakamaz hiç bir şey bu kadar küfür ettiremez birisine . Ama seviyorsanız göze almalısınız seviyorsanız acı çekmelisiniz.

13 Haziran 2012 Çarşamba

Heyyy!!!!!!!!



Sana neden aşık oldum bilmiyorum. Belki beni hiç sevmiceğinden olabilir. Evet evet kesin bu yüzden sevdim seni. Ama ben yıllar sonra ‘ben bunu mu sevmişim ya’ gibi şeyler demek istemiyorum. Ben iyiki de sevmişim demek istiyorum. Boşuna değilmiş aşkım demek istiyorum. Şimdi sana seni çok seviyorum desem. Gelir misin yanıma ? Yada ne biliyim birden karşıma çıksan doya doya baksam sana. Sahi çok şey mi istiyorum ? Biraz uzaktasın  biliyorum. Ama seni deli gibi de özlüyorum. Keşke ben bunu yazdığımda sende görsen üstüne alınsan. Ne güzel olurdu dimi. Gerçekten isterdim görmeni. Aslında adını kocaman yazsam belki o zaman dikkatini çekerdi. Ama yazmam yazamam ki. Sen okusan bilirsin nasılsa sana yazdığımı. Seni özlemişim yine. Bugün daha çok hissettim özlemini. Aslında sevmek değil de özlemek daha beter. Bir gün beni seversin belki. Ama BELKİ. Aklında bulunsun seni seviyorummm. 

Yalnızım işte.



Yalnızım işte. Çok basit görünebilir, ama değil. Hiç basit değil. Hep acı çekiyorsun mesela. Birbirini çok seven bir çift görünce imreniyorsun, kıskanıyorsun. Sonra bi de ağlamak var. En can sıkıcı kısmı yalnız olmanın. En uzun süren, ve hiç bitmeyen kısmı.

Ona aşıksın!


Onunla aynı ortamdayken görmezlikten geliyor ama etrafta olmadığı zaman çaktırmadan gözlerin her yerde onu arıyorsa;

EVET, ONA ÂŞIKSIN...

O an yanında seni her zaman güldüren biri daha olduğu halde senin gözlerin ve bütün dikkatin hâlâ ötekinin üzerindeyse;

EVET, ONA ÂŞIKSIN...

Gittiği yerden seni arayacağını söylediği halde telefonun bir türlü çalmıyorsa ve "Acaba sağ salim oraya vardı mı?” diye, senin için içini yiyorsa, sabırsızlıkla telefonun çalmasını bekliyor, dualar ediyorsan;

EVET, ONA ÂŞIKSIN...

Başkalarının upuzun e-mektuplarmı ondan gelecek kısacık bir not için okumadan silip geçiyorsan;

EVET, ONA ÂŞIKSIN...

Telesekreterine bıraktığı mesajı haftalarca saklıyorsan, kasedi defalarca başa sarıp onun sesini dinliyorsan;

EVET, ONA ÂŞIKSIN...

Eline iki tane sinema bileti geçtiğinde ilk aklına gelen kişi oysa;

EVET, ONA ÂŞIKSIN...

Durmadan Hayır o sadece iyi bir arkadaş!” diyorsan, ama bir araya geldiğiniz zaman 0 tarif edilemez çekimi hissediyorsan;

EVET, ONA ÂŞIKSIN...

Ve bu mesajı okurken gözünde biri canlandıysa;

İŞTE ONA ÂŞIKSIN...

ONA...

Bekliyorum ben sende çok bekletme bence!!!


Yeni bir gün ve gene sensiz. Abi nedir bu? Çok özlüyorsun. Özlemek ne kelime? Çok merak ediyorum mesela. Ne yapıyor? Yüzüyor mu ? Yürüyor mu? Güneşleniyor mu ? Müzik mi dinliyor? Mesajlaşıyor mu? Kimle? Ne konuşuyor? Kimi düşünüyor? Kime aşık? Ben geliyor muyum aklına? Bana mesaj atmayı düşünüyor mu ? Yoksa tam benim gibi mi oluyor ona da? Mesaj atıyım diyorum sonra ya cevap vermesse? Bekle,bekle,bekle....Atmamayı tercih ettim. Ama açıkçası içim içimi yiyor. Kendimi zor tutuyorum. Mesaj atsam,saçmalarsam işte. Başkalarıyla konuşurken öyle olmuyor. Başka erkeklerle. Ama konu o olunca... Ne gücüm oluyor,ne aklım,ne de cesaretim. Her şey kayboluyor içimdeki. Bütün duygularım bitiyor. "Aşk" başlıyor sonra. Masum bir duygu. Sadece onu görünce daha fazla ağır basıyor .Ama şimdi yok ki. Çok çookkk uzaklarda. Özledim ya. Çok ama çok özledim. Şimdi  bekliyorum. "Ne yapıyorsun?" mesajını. Hadi kırma da at onu. Ben atamıyorum. Belki cevap vermessin diye. Buradan soruyorum sana : Ne yapıyorsun ? Özledin mi sende ? Sorma sırası sende...

Kendine güven.

Kendine güven biraz. Yapabilirsin.Kim demiş yapamazsın diye?

Arkadaşlık.

Arkadaşlık bir insana verilebilecek en güzel hediye. Erafımda çok güzel dostler var. Bu yüzden de çok mutluyum... ♥

Aşk.

Aşk nedir? Onu görünce kalbinin daha hızlı atması mı? Sana dokununca dokunduğu yerin alev alması mı? Küçücük bir bakışında midende ki kelebeklerin uçuşması mı? Hiç biri. Aşk anlatılamaz,yaşanır. Ya karşılıklı yaşarsın,ya da karşılıksız.

Kararlar.

Karar verdim. Artık kimse için kendimi üzmeyeceğim. Özellikle de gereksiz insanlar için. Aşık değilim artık kimseye. Daha beni tanımayan bir erkek için kendimi üzmeyeceğim. Arkamdakilere değil,önümdekilere bakacağım. Hayatın tadını çıkaracağım. Gençliğimi verimli kullanacağım. Eğleneceğim. Üzülmeyeceğim. Doğru aşkımı bulacağım.Güleceğim,her şeye güleceğim. Ve evet yaşayacağım. Yeni bir sayfa açtım kendime. Yeni "ben" 'e merhaba deyin.

12 Haziran 2012 Salı

Günlerce mesaj atmaz. ağlarsın,üzülürsün. Sonra 'naber' yazar ve o kazanır. Hayat...

Ben bu söze gerçekten çok katılıyorum. Doğru. En çok bu saatlerde aklıma geliyorsun. Hep aklımdasın o ayrı ama bu saatte daha mı sensiz kalıyorum acaba. Bütün gün  gene bilgisayarın başında olan benim,senden gene mesaj bekleyen benim. Ama bu saatin özelliği ne? Rüya görmeme daha yakın olması olabilir mi ?Olabilir bence. Çünkü o rüyada sen varsın. Aslında o rüyada sen yoksun. Sen ve ben kavramı yer almıyor. Biz alıyor onun yerini. Hayallerimde ki gibi... Bilmem ki şimdi beraber olup sarılarak uyuyabiliriz. Tamam şimdi ki bir hayal ama ben bunu rüyamda gerçekleştiriyorum yani. Seni orada görmek ayrı bir zevk oluyor benim için.Ama üzücü yanı ben uyanınca sen yoksun yanımda. Sadece senin için bıraktığım boşluk kalmış orada.Hala sensizim. Bu bana çok koyuyor ya.Okul da iyiydi. Görürdüm,konuşurdum en azından. Ama şimdi hiç biri yok ki. Kokunu çok özledim mesela. Çok sensiz kaldım ben bu aralar gene. Gel de yardım et bana. Bunun ne bir ilacı var ne de başka birisi yanıma gelipte senin yerine tutmaya çalışması falan... olmuyor. Yanıma gelebilirsin. 5 dakika da olsa seni görsem sana sımsıkı sarılsam ve sende bana. Bu bana yeter. Çok mu bir şey istiyorum. Sadece 5 dakika lütfen. Neyse bana hediye göndermişsin gene. Sevindim. Yeni fotoğraflar çekilmişsin. Hemen kaydettim bilgisayarıma,telefonuma. Gene bana bakarak ne kadar mutlu olduğunu görmem için o güzel gülüşünü yapmışsın. Teşekkür ederim. Beni düşünmüşsün. Unutmamışsın. İstersen gene mesaj atabilirsin. İnan bugün daha fazla güler yüzlüydüm. Günaydın ve iyi geceler mesajlarını esirgeme.Mutsuz olmamı istemessin. Sen kötü birisi değilsin. Bu gece o kadar fazla yazamayacağım. Bilmem yarın daha uzun yazarım. İstersen okuyabilirsin. Şimdi bilgisayarımın ve telefonumun ekranına ufak bir öpücük kondurdum. Sen de yapabilirsin. İyi geceler rüyanda bizi gör olur mu ? 

Ufkum'un ağzından yazdım bunu işte...

Bunu kendim için değil,benim gibi olan Ufkum için yazıyorum. (Deniz alınma tatlım sana da yazıcamss...)


Şimdi bu kız bu çocuğu eskiden sevmiyordu. Hatta hiç umursamıyordu,takmıyordu. Sonra bu sene aynı sınıfa geçtiler.Bu çocuk Ufkum'u seviyodu ve ona çıkma teklifi etti. Ufkum kabul etti. Başta pek onu sevmiyordu. Ama git gide o da çok bağlandı. Bir anda "her şeyi" olmuştu. Sonra nasıl olmuşsa hak etmediği bir şekilde terk edilmişti. O haketmiyordu. Neymiş gereksiz yere kavgalar. Siktirin gidin ya. Her neyse sonra bu çocuk gitti eski sevgilisiyle bir daha çıktı. Bir hafta geçmeden bu kızdan da ayrıldı. Aslında o hala Ufkum'u seviyordu. Çok belli. Bana da anlatıyrdu zaten. Bu aralar biraz sık kavga ediyoruz Ufkum'la. Nedenler saçma. Ama o benim onu anladığımı düşünüyor. Bence de öyle. Yaşamadım aynılarını ama benzerlerini yaşadım. Şimdi buraya onun ağzından yazıyorum:

Okulun son günü. en yakın arkadaşımın beni zorlamasıyla söyledim onu sevdiğimi. Çok mu geç kalmıştım, yoksa daha erken miydi? Şu an onu bilmiyorum. Tek bildiğim tatilden nefret ediyorum. Aslı'da yazmış. Tatil başladı ve o bitti. Tatilde göremicem onu. Telefonu da kapalı. Mesaj falan da atamıyorum. Yeterince onsuz kaldım. onu her gün görüyorum. Yetmezmiş gibi aynı sınıftaydık. Ben çok acı çektim çok. Küçüğüm ben daha. Bunları çekmek falan istemiyorum. Banane abi ya beni sevsin. öğrendim. Oda seviyormuş beni. Peki neden çıkma teklifi etmiyor ki? Bunun cevabını Aslı'dan öğrenelim. Çünkü eğer şimdi çıkma teklifi etse tatilde görüşemeyecekleri için ayrılacaklarını düşünüyor. Aslında ben onu bırakmam ki. O benim biricik "sonsuzluğum" ne de olsa. Anlamadı ki. Şimdi gerçekten acı çekiyorum. Tatil. Eğlenmek,güneşlenmek varken  neden ben hep seni düşünüyorum. Anla artık ya. Ben seni öyle bir seviyorum ki bu küçük halimle. işte öyle bir seviyorum ki anlatamıyorum. bu blogu bilmiyorsun bile. Okuma. Ama olduğun yerlerde bir şekilde hatırlanmak isterim. Bende varım yakışıklı! Bende burdayım. Seni seven kız burda! Beni sakın unutma! Beni sev ve asla bırakma. Ben öyle yapıyorum çünkü...

BU KIZDA BENİM HER ŞEYİM ÖYLE İŞTE...


DENİZ!

Ben bir kız tanıyorum. Kendi mutluluğunu pek düşünmeyen daha fazla arkadaşlarının mutluluğunu düşen. O kız benim kardeşim. Bu kız gerçekten çok iyi birisi mesela. Okulda herkes ona yaşına göre daha fazla 'olgun' olduğunu söylerler. Bende öyle olduğunu düşünürüm. Ama bu konu 'erkekler' konusunda geçerli değildir. Bir erkek vardır hayatında. Takıntılı olduğu. Odasında her yerde onun resimlerinin olduğu birisi. Bu kişi Harry Styles'tır. O çocuk 18 yaşında. Ve dünya çapında ünlü birisi. Ben sevmem ama hakkında kötü şeylerde dedem. Çünkü o benim kardeşimin sevdiği çocuktur. Bunu okuyacağını biliyorum. Bazen yüzüne söylerken daha fazla zorlanıyorum çünkü. O çocuk seni sevemez o çocuk seni bile göremeyecek.Konserlerine gidebilirsin,her şeylerini alabilirsin, bütün tweet lerini okuyabilirsin. Ama o gelip sana aşık olamaz. Artık bu çocuğu unut. Bana demiştin ki "Bu  3 aylık tatilde iyice düşün ve düzgün kararlar ver." Şimdi ben sana diyorum ki "Bu tatilde onu unutacaksın. Gerekirse posterlerini de çıkaracaksın. Bir iki tane kalmalı. O kadar hastası olmamalısın. Seneye dersler daha da zorlaşıcak. Ve senin bu Harry takıntın yüzünden bir çok şey kaybedeceksin. Kaybetmeye başladın bile. Ve sana gerçek bir şey söyliyim. Bu takıntın yüzünden beni de kaybedeceksin. Sana ne kadar belli etmesem de ben o çocuktan sıkıldım. Bana ondan bahsedince mutlu olduğun için bir şey demiyorum çünkü sen mutlusun ama bunu çok abartıyorsun. Senden tek istediğim şey o çocuğu unutup başka birisdinden hoşlanmaya başlaman (mümkünse okuldan olsun). Eğer bunu yapamazsan beni kaybedersin. Ona göre düşün ve karar ver artık. İnşallah hayatında çok mutlu olursun. Benli veya bensiz. Ama o çocuğu unutman istediğim tek şey. Yoksa sen çok üzüleceksin ve bütün hayatını etkilicek. Derslerinde başarısız olduğunu düşünsene. Ailen ne kadar mutsuz olur? Bir tane gerizekalı için bunları yapmaya değer mi ? Düşün ve karar ver artık. Unutma ki sen üzüldüğünde, başaramadığında aynı duyguları hisseden bir kız daha var!!!

Hit the lights.








11 Haziran 2012 Pazartesi

Sen ve ben yani biz. Düşünsene!!!



Şimdi ne yapıyorum biliyor musun ? Kulağımda kulaklık şarkı dinliyorum.Bunları yazarken klavyeme istemsiz bir şekilde düşen göz yaşlarım işi zorlaştırıyor. Daha 4 gün oldu. Daha çok yeni okulların kapanması ve benim seni görememem. Bu dört gün içinde yazmadığım şey kalmadı bloga. Dinlemediğim şarkı,ağlamadığım tek bir saniye, rüyama girmediğin hiç bir gece kalmadı. Okuldayken iyiydi. Görürdüm seni, duyardım sesini en azından. Konuşurdun benle. Kavga ederdik bazen gülerdik ya da sorunlarımızı paylaşırdık. Her teneffüs olunca kalbim daha hızlı çarpmaya başlardı. Saatlerce koşsam sanki o kadar hızlı çarpmazdı. Ama o  an oluyordu işte. İstemsizdi. Hiç istemediğim zamanlarda attığı gibi o zaman da çok hızlı atıyordu. Ama şimdi gayet normal hatta daha yavaş atıyor. Neden mi? Biraz 'sensiz' kadı sanırım. Sadece kalbim değil sensiz kalan. Gözlerim yüzünü görmeye,kulaklarım sesini duymaya,burnum kokunu almaya, tenimin tenine değmesi. Artık yoktu bunlar. Sen yoktun artık benim yanımda. Ben sensiz kalmıştım. Sana oluyor mu bilmem ama tek bir şarkı,tek bir kelime, tek bir harf, tek bir yazı ya da tek bir mesaj beni hatırlatıyor mu sana? Nasıl oluyor ki bu ? Hayatım olamazdın, bir anda bu kadar hızlı bir şekilde hayatıma giremezdin. Sadece sana olan hislerimde şunu fark ettim. Diğerleri gibi değildin. Gerçekten çok farklıydın. Senden hoşlanmıştım belki ama sonra bu nasıl -aşk-a dönüştü bilmiyorum. ilk defa birisini sevmek için nedenim yoktu. Doğrusu da buydu zaten. Eğer bir nedenim olsaydı bu aşk olmazdı. Sadece kendimi kandırmış olurdum. Sende olan hiç bir şey başka erkeklerde yoktu. Nasıl farklıydım ? diye sorarsan cevap veremem ki. Gerçekten, sen diğerlerinden ayrısın. Hani böyle her kızın kalbini çalıp onu üzecek birisine benzemiyorsun. Tanıdığım kadarıyla çabuk kırılıyorsun. Ve kolay aşık olmuyorsun. Ama insanlarda kusur bulmuyorsun. Herkesle aranı iyi tutuyorsun. Ne biliyim. Çevrende başka bir kız olunca kıskanıyorum,birazda üzülüyorum. Ama ona davranışına baktığımda yüzün o kadar gülmüyor,her şeyini bilmiyor mesela. Bende bilmiyorum. Daha doğrusu tek bilmem gereken senin çok dürüst ve güvenebilir birisi olman. Bunu bildikten sonra dış görünüş hiç bir şekilde ilgilendirmez insanı zaten. Merak ettiğim başka şeylerde var. Zamanı geldiğinde öğrenirim belki. 3 ay sonra falan. en çok merak ettiğim. Birisi var mı? Kalbinde gerçekten senin sevgini hak edebilecek bir kız var mı? Yoksa sende mi tek taraflısın. Daha önce bu duyguyu tattın mı ? Sende gerçekten sevdin mi ? İlk defa okulların kapanmasından nefret ettin mi onu göremeyeceğin için? Bilmem. Belki sende yaşamışsındır. Sana da olmuştur?  İlk defa aşık olduğum çocuğa kızmadan bir şeyler yazıyorum. Ne biliyim. Sana kızamıyorum işte. Normalde küfürbazımdır. Pek olmasa da ederim küfür. Çoğu erkekten nefret ederim mesela. Hepsinin yaptığı aynı şeydir. 'Kalp kırmak.' Onlar için çok kolaydır. Arkadakileri düşünemezler çünkü. Bir erkeğin gerçekten bir kızı sevmesi çok zordur. Ve öyle çiftler pek yok günümüzde. Ama ne biliyim belki biz... Biz diye bir şey olabilir mesela. Sen ve ben yani biz. Güzel uyumlu bir çift olabiliriz mesela.Konserlere gidebiliriz. Beraber o şarkılara eşlik edebiliriz. Basketbol oynayabiliriz. pek beceremesem de bana bilerek yenilebilirsin mesela. Pes'te oynayabiliriz. İyiyimdir yenerim bak! Maça gidip küfürde edebiliriz.Sen diğer tribünde ben diğerinde. Aynı takımı tutmuyoruz çünkü.Hayallerimizi yazıp balonla onları gökyüzüne de uçurabiliriz. Bir kulaklıktan ikimizde müzik dinleyip coşabiliriz ya da ağlayabiliriz. Nasıl olsa yanımda sen varsın. İstersen bir yere gidip içebilirizde. Sonra saçmalayarak,saatlerce gülebiliriz. Ben sarhoş olurum sen bana bakarsın, sen sarhoş olursun ben sana. Gece yıldızlara bakarak gelecekle ilgili planlarda yapabiliriz. İçinde sadece sen ve ben olan. Bisiklete binip,yarış yapabiliriz. Ben numaradan düşebilirim. Sende benle ilgilenebilirsin mesela. Yağmur yağar ya işte o zaman dışarı çıkıp sırılsıklam olabiliriz. Beraber yemek yapabiliriz. Kavga edebiliriz. Aynı kitabi aynı anda okuyabiliriz. Ara sıra mallaşmamız lazım. Sünger Bob'a ne dersin? İzleyip izleyip dalga geçeriz. Çok güleriz ve susturmak için beni öpebilirsin mesela. İstersen bana aşıkta olabilirsin bende sana. ma diğerleri gibi değil. Senin aşkın gerçek olan. Bunu bildiğim için istiyorum zaten. Sabahları "Günaydın aşkım" geceleri "İyi geceler aşkım" mesajları atabilirsin. Sonra beni gerçekten çok sevebilirsin. İzin var ama tek kural var beni unutmak yok. Bu bizim aşkımız olabilir,herkes kıskanabilir. Her şeye rağmen birbirimiz bırakmayaşımızı izleyebilirler mesela. Sen ve ben yani biz çok mutlu olabiliriz aslında. Bi düşünsene bu gece? Sen ve ben,biz. Nasıl olur? Şimdi yatıyorum ve rüyamda görüyorum bizi. Sende gör bizi.Sonra yarın belki atarsın o kaç gündür beklediğim mesajı. Sensizlikten kötü olan beni, güldürebilirsin. Bir kızı özellikle de sana aşık olan  bu kızı mutlu etmek istersen telefonumu biliyorsun. Mesajlarını bekliyorum. Unutma seni çok seviyorum. İyi geceler....

Öyle birisi benim başıma geldi, ya senin?



Facebook'ta deli gibi takip ettiğin, sürekli profiline girip bi değişim olmuş mu diye incelediğin, fotoğraflarına tekrar tekrar bakmaktan sıkılmadığın,mesaj atınca içini titreten, cevap vermediğinde kırıldığın, hele ki ufacık minicik güzel bi laf ettiyse seni havalara uçuran,yüzünü görmek için can attığın, sesini duymak için gün saydığın, hiç bir hayalinden eksik etmediğin biri olmadı mı hiç hayatında ? Benim oldu.

SENİ SEVİYORUM



Ben sana sıkılmadan hergün her dakika bakabilirim. Elini,tenini,kokunu her saat her dakika hissedebilirim.. Hemde hiç sıkılmadan. Ben senden başkasını istemem sadece sen ol isterim. Senin gülüşün sıcaklığın herşeye yeter. Varlığın bile bana yetiyo yanımda olmasanda. Kısacası uzatmadan söylemek istediğim şey; seni çok seviyorum.
Bu kadını seviyorum. Kimsenin fikirlerini önemsemiyor. Hep sıradışı. Hep farklı.

Yoruldumdumdum....



Yoruldum ben seni düşünmekten, seni özlemekten, mesaj attın mı diye sabahlamaktan, attığın mesajları tekrar tekrar okuyup, sırf sen dinliyorsun diye daha önceden adını bile duymadığım şarkıları dinlemekten, adının geçtiği her yerde susmaktan, gittiğin yerleri ezberleyip hep orada olmaktan, yağmurlu havalarda tek başıma ıslanmaktan, seni hep arkadaşlarıma anlatmaktan, yanımda olmadığın için başkalarından kıskanmaktan, üşütüp hastalanırsın diye endişelenmekten, kısacası ben seni sevmekten yoruldum.


"Kalıcı" ol demiştim.
"Kal, acı ol" değil!!!

Her şeye rağmen"Merhaba" demesiyle onu affedebiliyorsunuz işte.



O susar. Her işiniz ters gidiyormuş gibi gelir. Herkesle kavgalısınızdır. Kimse sizi sevmiyordur. Hiç arkadaşınız yoktur. Kötü zamanınızda yalnızsınızdır. Başınız ağrıyordur, burnunuz tıkalıdır. Ne bileyim. Hayat çok b*ktandır. O gülümser; hepsi geçer.

Ama herkes değilsin.



Herkes gider..
ama, sen herkes değilsin 'Gitme. 

Mutsuz kadın...



Mutsuz kadın sigara içmez, yorganın altına girer ve canı çıkana kadar ağlar. 

Aynı kişilerdir aslında



Bir kadının hayatında 3 erkek vardır;
- Sevdiği erkek.
- Nefret ettiği erkek.
- Onsuz yaşayamayacağı erkek.

Ve aslında hepsi aynı erkektir. 

...



Saatlerce mesajlaşabileceğim tek biri var, o da mesaj atmıyor. 

Biri hep...



Biri hep daha çok sever.Biri hep daha çok üzer. 
Biri hep daha çok affeder. 
Biri hep yalan söyler. 
Biri daha sıkı sarılır. 
Biri bırakır elini.
Biri gider.
Biri hep kalır.

-Göz yaşı-



Bir kadının en tehlikeli yaşı nedir ? diye sorduklarında,
20 ile 40 arası bir sürü cevap verilmiştir..
Oysa bilmelisiniz ki; bir kadının en tehlikeli yaşı 'GÖZ-YAŞI' dır.

Bir erkek ve bir kadın.



Ben bir erkeğim ;
Önce sana melek gibi davranırım. Kızları önemsediğimi vurgularım. Sonra yakın arkadaş oluruz çıkarız. Sen bana aşık olursun bensiz yaşayamazsın, ben seni sen farklısın diye kandırırım. Sen herkese beni anlatırsın aşık oldum diye. Bende herkese seni anlatırım kullanıyorum diye. Artık bana aşık olursun bana kırılınca… 2 güzel söz söylerim affedersin ben sıkılınca sana trip atarım ağlasanda umrumda olmaz. Sonra ilişki sıkınca ayrılırım. Sabah akşam ağlarsın, pişman olursun ve bana yalvarırsın. Ben gülerim hiç olmamışsın gibi hayatıma devam ederim. Kızlarla konuşurum, eğlenirim ne biliyim seni takmam bile...

Ben bir kızım ;
Sen senin için ağladığımı sandığın zamanlarda aslında bizzat kendime ağlarım.Sen bana geldiğinde sende kimsenin göremediğini gördüğüm için sana kucak açarım.Sen beni kendine aşık etmek için klişe lafları birbiri ardına sıralarken,peşimden koşarken seni mutlulukla izlerim.Çünkü bilirim, neticede sonu sadece bir hoşçakal’dır.Sen beni üzersin ve ben ağlarım.Belki de yalvarırım.Ama bu sana değil,kendime yeniden gelebilme çabamdır.Ben ağlarım,çok ağlarım, hatta hep ağlarım.Ama aşkı senden çok daha iyi bilirim ve bu yüzden en çok ben ağlarım.Sen gülersin dışından,ben senin taa içini görürüm.Bu yüzden arkadaşlarıma seni anlatırım,konuştukça büyürsün içimde.Aynı zamanda da yok olursun.Ve sen günün birinde bana haksızlık ettiğini düşünüp geri geldiğinde, ben gerçekten gülümsüyor olurum..

Zor.

Çok zor. Sensiz geçen saniyeler,dakikalar,saatler,günler,aylar,yıllar. Sanki sen yokmuşsun gibi devam edeyim diyorum. Sonra bir bakıyorum,gene seni düşünüyorum. Deliler gibi ağlıyorum,ama içimdeki o boşluk geçmiyor. Söyle bana,ne yapmalıyım? Seni nasıl unutmalıyım? Bana bir fikir ver.



Seninle aynı gökyüzünü paylaşıyoruz, aramızda onlarca şehir olmasına rağmen. Kimi zaman aynı anda nefes alıp veriyoruz,aynı güneş yakıyor tenimizi. Aynı anda gülümsüyoruz bazen aynı anda üzülüyoruz. Bazen aynı anda kafamızı yastığa koyuyoruz, farklı yerlerde aynı anda sarılarak uyuyoruz birbirimize. Kilometreler yokluğunu gizliyor. Farklı şehirlerde, farklı insanlarla, farklı sıfatlarla konuşuyoruz. Farklı zamanlarda aynı şeyleri hissediyoruz. Farklı kokuları duyup, farklı insanlara tahammül ediyoruz. Kalbimize girmeye çalışan farklı insanlar oluyor,her defasında evde yokmuş gibi yapıyoruz. Oysa her şey bir kenara ben sadece senin yanımda olmanı istiyorum. Her sabaha senin varlığınla uyanmayı diliyorum. Benimle olduğunu bilerek kilometrelerce öteden yanımda hissederek. ♥


Sonra bana 'huzur nedir?' diye sordular, bende gözlerimi kapatıp, 'bizi' hayal ettim.

Beraber çok çok çok mutlu olabiliriz



Böyle olalım. Birbirimize karşı dürüst olalım. Her şey dış görünüşten ibaret olmasın. Aşırıya kaçmamak şartıyla birbirimizi kıskanalım. Diğer insanlar da bizi kıskansın. Bize imrensinler. Gerekirse arkamızdan “piçlere bak ne güzeller benim niye yok ölün!” desinler. Yine de biz mutlu olalım. Canımız sıkıldığında apaçi fotoğraflar çekinelim. Öpmek yerine sarılalım isterim. Herkesten kaçmak istediğimizde birbirimize sığınalım. Bol bol dışarı çıkalım. Bisiklet sürelim film izleyelim. Hayal kuralım ve yapılabilecek en eğlenceli şeyleri birlikte yapalım.

Onunla...



Onunla birlikte eğlenebilmek vardı şimdi. Saçma sapan şeyler yapıp haykırırcasına gülebilmek. Saçlarını karıştırabilmek. Kulaklarını çekebilmek. Burnunu ısırabilmek falan. Dedim ya onunla eğlenebilmek vardı şimdi...

Hoşgeldin :)



Hoşgeldin bana.
Hoşgeldin kalbime.
Hoşgeldin ‘Biz’i cümlelerimizde özne yapmaya
Hoşgeldin küçük dünyama
Hoşgeldin ciğerlerimde hava yerine dolmaya
Hoşgeldin gözlerime, bakışlarıma, kokuma, gülüşüme
Hoşgeldin, yalnız bana değil benim zerremin olduğu her yere
Hoşgeldin yüreğimin tam orta yerine
Hoşgeldin sen, sevgili
Sefalar getirdin.
İyi ki geldin.

İlk defa...



Ben gerçekten aşık oldum anlıyor musun ?
İlk defa oldum.
İlk defa birini bu kadar istedim.
İlk defa birinin başkalarıyla samimi olması bu kadar canımı yakıyor.
İlk defa her sabah kalktığımda aklıma gelen birisi var.
İlk defa birinin sesine bu kadar ihtiyacım var.
İlk defa iki dakika konuşmasam birini bu kadar özlüyorum.
İlk defa birini bu kadar seviyorum.
Ve ilk defa bu kadar canım yanıyor.
Anlıyor musun ?

10 Haziran 2012 Pazar

Okullar kapandı ve sende gittin... :/



Evet. Okullar kapandı. Yaklaşık 3 ay sürecek olan bir tatil başladı. Herkes mutlu. Okullar kapandı,tatile girdik hadi coşup eğlenelim. Peki o okulda ki birisine aşık olanlar? Örnek ben. Okuldayken en azından seni görürdüm,sesini duyardım. Ama şimdi okullar kapandı. Ne senin görüntün var ne de sesin. Okulu sevmemin bir nedeni sendin. Asıl tek nedeni sendin.Okul sayesinde tanımıştım seni ne de olsa. Okulların açılması beni en çok mutlu eden şeydi. Seni görürdüm çünkü. Ama sayende eskiden hep sevdiğim okulların kapanmasını artık sevmiyorum. Neyse 3 ay katlanmalıyım sensizliğe. Ne kadar zor olsa da. Keşke buluşabilsek şimdi, keşke arasan da sesini duysam, bunları da yapma bana mesaj atsan da olur. Bunlardan hiç ama hiç bir tanesini de yapmassan aklının bir ucunda olsam o da yeter bana. İlk defa "mesafeler" aramızda ki en büyük problemmiş gibi geliyor bana. Normal de değildir ama şimdi öyle sanırım. Aynı ülkedeyiz fakat farklı şehirlerde. Tatilin en sevmediğim yanı. Sevdiklerimi çalıyor benden. Sen şimdi orada denize girerken,güneşlenirken,müzik dinlerken ve ben şimdi burada denize girerken,güneşlenirken,müzik dinlerken aynı şeyleri yapıyorduk belki ama ben sensizdim, sende bensiz. Belki sen fark etmedin ama bende baya bir eksiklik oldu. Bir yarım gitti. Diğer yarımla yaşıyordum sanki. Kalbimi de aldın gittin tatile zaten. Aklım zaten bende hiç kalmamıştı. Hep seni düşünmekten biraz yoruldu sanırım. Gözlerim hep seni görmeye alışkındı şimdi yoksun. Gerçeğin yerine fotoğraflarınla idare ediyorum. Gözlerimin başka bir görevi de vardı. Attığın mesajları okumak. Şimdi eğlenirken aklına gelmedin belki ama eski mesajlarımızı sanki o an atmışsın gibi aynı heyecanla okuyorum. Ağzım alışmıştı senle konuşmaya olmayınca sen ne yapsınlar sustular. Artık ellerim daha fazla çalışmaya başladı. Hissettiklerimi anlatmak yerine yazmak daha iyiydi sanki. En azından sen olmayınca boş boş konuşmuyorum. Ayaklarım, pek bir işe yaramıyor şimdi. Çünkü onlar sana yürümüyor artık, sana koşmuyor. Oturmak onlar için daha iyi oluyor. Ellerim artık sana değemiyor, bilgisayar ekranına daha fazla değmeye başladı. Kulaklarım senin sesini duymaya alışmışken şimdi beraber dinlediğimiz şarkıların sesini duyuyor.En önemlisi kalbim,artık daha fazla atmıyor yerinden çıkacakmış gibi. O da dinleniyor. Seni görünce her yerim ağrıyor şimdi onların arası da geçti. Göremiyorum,duyamıyorum,dokunamıyorum. Sadece içimde ki duygu değişti. Okuldayken olan 'heyecan' duygusunun, yüzümde ki kızarıklığın yerini, özlem ve mutsuzluk aldı. Tatilde tabi ki eğleneceğim. Senle olsam farklı olacak belki ama bununla yetinmek zorundayım. Ama sen beni düşünmüşsün tatile gitmeden önce. Fotoğraflar çekilmişsin bir sürü. Aynı zamanda çektirmişsin. Hem yalnız hem benle. Bakınca diyorum ki .Gene düşünmüş beni. Üzmeye kıyamamış. Acımış onsuz oluşuma. Belki sende bakıyorsundur şu anda fotoğrafıma ya da fotoğraflarımıza. Belki de bakmıyorsundur. Başka bir kızın fotoğrafına bakıyorsundur. Ama ben senin ve bizim fotoğraflarımıza bakmayı seviyorum...