28 Haziran 2012 Perşembe

Bir erkek işte o bir erkek.



Size erkek desem aklınıza ne gelir? Bence hoşlandığınız veya aşık olduğunuz erkek, ya da eski sevgiliniz olabilir. Kişi dışında odunlukları,kalp kırmaları ve hep söyledikleri 'seni seviyorum' yalanları da aklımıza gelebilir tabii.Bütün erkekler aynı mıdır? Hepsi bırakıp giderler mi? Hiç biri gerçekten sevemez mi? Erkekler, kadınlar kadar üzülmezler onlar farklılardır. Bir kadının değerini ancak onu kaybettiklerinde anlarlar. Bir erkek: Önce sana melek gibi davranır. Kızları önemsediğimi vurgular. Sonra yakın arkadaş olursunuz ve çıkmaya başlarsınız. Sen ona aşık olursun onsuz yaşayamazsın, o seni sen farklısın diye kandırır. Sen herkese onu anlatırsın aşık oldum diye. Oda herkese seni anlatır kullanıyorum diye. Artık ona aşık olursun ona kırılınca… 2 güzel söz söyler affedersin o sıkılınca sana trip atar ağlasanda umrunda olmaz. Sonra ilişki sıkınca ayrılır. Sabah akşam ağlarsın, pişman olursun ve ona yalvarırsın. O güler hiç olmamışsın gibi hayatına devam eder. Kızlarla konuşur, eğlenir ne biliyim seni takmaz bile...Ama bir kız  O onun için ağladığını sandığı zamanlarda aslında bizzat kendine ağlar.O sana geldiğinde onda kimsenin göremediğini gördüğü için ona kucak açar. O ona kendine aşık etmek için klişe lafları birbiri ardına sıralarken,peşinde koşarken onu mutlulukla izler.Çünkü bilir, neticede sonu sadece bir 'hoşçakal’dır.O onu üzer ve sen ağlarsın.Belki de yalvarsın.Ama bu ona değil,kendine yeniden gelebilme çabasıdır.Sen ağlarsın,çok ağlarsın, hatta hep ağlarsın..Ama aşkı senden çok daha iyi bilir bir kız ve bu yüzden en çok o ağlar.O güler dışından,bir kızsa onun taa içini görürüm.Bu yüzden arkadaşlarına onu anlatır,konuştukça büyürsün içinde.Aynı zamanda da yok olursun.Ve o günün birinde bir kıza haksızlık ettiğini düşünüp geri geldiğinde, o kız  gerçekten gülümsüyor olur.. Aramızda ki fark budur aslında. Onlar başta önemsemezler ama bir gün akılları dank eder. O zaman anlarlar işte değerimizi. Genelde biraz geç anlarlar. Bazı kızlar onu o kadar çok severler ki onların hayatının içine etseler bile onları hayatına katmaya devam ederler. Çünkü onlara öyle bir aşkla bağlanmışlardır ki... Benim de hoşlandığım hatta çok ama çok aşık olduğum bir erkek var. Ama eğer o benim hayatımı kötüye etkileyecekse onun yüzünden kendime zarar vereceksem hayatıma bir daha sokacağımı düşünmüyorum. Zaten aşık olduğum çocuğun bana böyle yapmayacağını düşünüyorum. En azından öyle çok bilmiş,kendini bir şey zanneden bir tip değil. Öyle olsaydı çoktan değeri düşmüştü bile. Belki o Titanic'te ki Jack gibi değil. Acaba gerçekten öyle birisi var mı? Yani belki bir kaç hafta tanıdığı bir kızdı. Deliler gibi aşık olmuştu ona. O soğukta yerini Rose'a vermişti. Tamam beğenmesine beğendim de onun öyle birisine benzemesine gerek yok. En azından güvenebilir birisi. Kimsenin arkasından konuşmayan herkese yardım eden ama kendisine bir kötülük yapıldı mı da onu asla unutmayan ve karşılığını veren. En önemlisi dünyanın en güzel gülen insanı. En içten ve en derinden. Onun gülmesi için elimden gelen her şeyi yapabilirim işte. Bide benim gözlerimin içine bakıp komik bir şey olduğunda ya da olmadığında ikimizinde öyle gülümsemesi. İşte o an var ya işte o an....Sen sıradan bir insan değilsin. Sen herkes değilsin. Bir erkekte illa sizi çok sevmesini, sizden başka hiç bir kıza bakmamasını, size yalan söylememesini falan istemeyeceksiniz. Sizi eğer gerçekten severse önemli değildir hiç bir şey. Ama aslında önemli olan eğer onun bir gülümsemesine ve o da sizin bir gülümsemenize her şeyi feda edebiliyorsa işte o zaman gerçekten 'aşk' olur bu. Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder