26 Mayıs 2012 Cumartesi

Ah erkekler ah... Sanki hayata sizin için geldik...



Erkek;
Erkek, erkektir. Erkek, sevemez. Çok bağlar kendini sana, sonra bir kız görür, ona vurulur, bırakır seni. Erkek özleyemez, yanında onu mutlu edecek insanlar varsa, aklına bile gelmezsin aslında. Erkek, bekleyemez, yanında olursan ordasındır, yoksan bir daha da istemez seni. Erkek, şımarıktır, onu çok sevdiğini ve asla bırakmayacağını belli edersen, şımarır. Erkek, kıskançtır. Kendisi günde milyon kızla gezer, seni bir erkekle görse veya aynı ortamda bulunduğunu öğrense, kıskanır seni. Kızar sana. Küser, ayrılır belkide. Sen kıyamazsın ona, özür dilersin ve bir daha asla yapmayacağını söylersin. Erkek, sevgilisinden ayrıldıktan sonra hayatına normal devam edebilir. Gülebilir, gezebilir, hiçbir şey olmamış gibi devam edebilir. Ama bir kızın, ayrıldığı bir çocuğu unutması en az 1 ay, 1 buçuk ay sürer. Kız, unuttum dese bile, arada hatırlar onunla birlikte yaşananları, yüreği bir kez daha burkulur. Bence, unutmak denen bir şey yok. Hiçbir şey unutulmuyor. Aklından ne zaman çıksa, onu hatırlatacak bir şey oluyor hep. Bazen oturup geçmişte kaybettiklerinizi düşünüyor musunuz? Siz erkeklere soruyorum. Değer miydi o minik *rospu için, seni seven kızı satmaya? Değdi mi lan? Siz kızlar, o p*ç için ağladınız gecelere, yazık değil mi? Yolda yürürken, onu hatırlatan bir şey gördüğünüzde başınızı öne eğip, ağlamaya değer mi? Bence ne o minik *rospu için, sizi seveni sattığınıza değdi, ne de sevdiğiniz için ağladığınız gecelere. Her neyse, erkek erkektir işte. Ne özlemeyi, ne beklemeyi, ne sabretmeyi bilir.Ve bir erkek asla sevemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder